August 29, 2010

Uppsala'dan Bildiriyorum

Evet, master için geldiğim Uppsala'dan bildireceğim artık.

Geleli 5 gün oldu. Haliyle hala alışmaya çalışıyorum şehire. Genel olarak alıştım sayılır, çünkü ev bulma konusunda sorunum olmadı, hemen yerleştim.

Uppsala hakkında ilk izlenimlerime gelecek olursak...Bir kere inanılmaz kibar insanlar, hakikaten ben böylesini daha önce hiç görmemiştim. Evet mesafeli insanları da var cana yakınları da, her yer gibi yani. O kadar yer gezdim, İsveç'teki kadar yardımsever insan görmedim. Türkiye'de öküzlüğe alışmışım afidirsin, anormal geliyor böylesi.  

Gözüme çarpan başka bir detay da aile yaşantısı oldu.  Bir sürü aile, çoluk çomak etrafta geziyor, çok güzel, büyük bir aile şehri sanki. Bir de sarı sarı minik bebeler etrafta, bigün dayanamıcam agucuk mugucuk yapacam isveç usülü. Çok tatlılar nan. 

Şehirde bisikletin olmazsa olmuyor. Bisikletsiz yaşam imkansız gibi birşey, 7'den 70'e herkesin bisikleti var. Otobüsle ulaşım oldukça pahalı, kartla bile olsa tek gidiş 3,5 lira gibi birşey. Etraf yemyeşil, her taraf orman. Herkes koşuya çıkıyor, bayırda yuvarlanıyor. Çok büyük devasa binalar yok. Binaların renkleri de birbirine uyumlu, çok güzel renkler seçmiş şerefsizler, pastel pastel. Herkesin sapsarı olduğunu söylememe gerek yok herhalde, insanlar neyle besleniyorlar, nasıl yetişiyorlar da böylesine güzel, yakışıklı hepsi, anlam veremedim. Boylar 2 metreden başlıyor zaten. Tarzlar da çok güzel, Paris, Milano moda anlayışında değil de kararında, tam modern bir tarz. Herkes spor yaptığı için eh bi de güzel olduğu için ne giyseler yakışıo beyler. Adamlar çalışıyor. 

Uppsala pahalı bir şehir değil ama çok ucuz bir yer de değil. En meşhur market ICA, Migros ayarında. Öyle yeşillik dışarda, çayırda çimende bol ama yemek kültüründe sanırım bol değil. Yahu bir naneyi efendime söyleyeyim bir maydanozu saksıda satıyolar. Evladım o saksı bitkisi değil, lütfen.  Maydanoz da enteresan bişey, maydanoza pek benzemiyor. Onun dışında herşey var, türk yoğurdu bile var hatta. Yok yok yunan yoğurdu, bulgar yoğurdu diye de satılmıyor direk türk yoğurdu diye satılıyor. Hadi gene iyisiniz. Ekolojik ürünlere çok önem veriyorlar, her ürünün ekolojik versiyonu mevcut daha da lezzetli. Etrafta gezecek görecek bir sürü devasa yeşil mekan var kısacası ekolojik, bisiklet ve yeşillik. Evet cennetteyim sanki!!

Onun dışında meşhur konuya gelelim, evet soğuk bir ülke burası. Şimdilik günler normal, ama hızla kararacakmış. Şu an ağustos ama baya soğuk geceleri 5 derece oluyor, döt donabiliyor. Kışın da bisiklet kullanılıyormuş bu arada, nasıl olacak, göreceğiz.

Şimdilik izlenimlerim bu kadar. Burda da buyrun, ingilizce isveç ajansı

No comments: